01 Kasım 2019

İkinci el online pazarda tercih edilen modeller

Otomotiv Distribütörleri Derneği'nin Indicata ile birlikte hazırladığı rapora göre Eylül ayında sıfır binek ve hafif ticari araç pazarındaki satışlar geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 82 arttı ve ilk 9 aylık dönemde ise geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 39 azaldı. İkinci el online pazarına bakıldığında ise geçen yılın ilk 9 ayında 1 milyon 262 bin 690 araç satılırken, bu yılın aynı döneminde 1 milyon 268 bin 200 adetlik satış gerçekleşti. Bu da söz konusu dönemde yüzde 0,4'lük artışa işaret etti. Rapora göre Eylül ayında ikinci el online pazarda 48.476 adetle en çok C segmenti araçlar satıldı ve bu satış adeti toplam online pazarın yüzde 47'sini oluşturuyor. İkinci el toplam online satışlar içinde binek araçların payı ise yüzde 74,3 iken hafif ticari araçların payı da yüzde 25,7 olarak gerçekleşti.
Eylül ayında ikinci el online pazarda en çok tercih edilen otomotiv markası 19.332 satışla Volkswagen oldu. VW'i 18.226 satışla Renault, 13.977 Ford, 13.582 satışla Fiat, 8.205 satışla Opel, 7.527 satışla Mercedes-Benz, 7.251 satışla BMW, 6.008 satışla Hyundai, 5.850 satışla Peugeot ve 4.234 satışla da Toyota izledi. Bu ilk 10 marka, ikinci el online toplam pazarındaki satışların yüzde 75’ini gerçekleştirdi.

11 Nisan 2019

Otomotiv sektöründe dengeleri değiştiren karar

Otomotive gönül veren dostlar,

BloombergHT yazarı Cüneyt Başaran bir ay kadar önce  otomotiv sektöründe dengelerin değişimi üzerine çok çarpıcı bir yazı kaleme almıştı. Sizlerle paylaşmak istiyorum. 
5 yıl önce dünyada satılan elektrikli otomobil adedi 200 binden azmış. O rakamın da 145 bini Çin’de satılmış. 2018 sonuna gelindiğinde 1 milyon adet elektrikli otomobil satılmış . Bunun 400 bini Çin’de gerçekleşmiş.
2019 için yapılan tahminlere göre, Çin’de satılacak elektrikli otomobil sayısı 800 bini geçecek. Bu rakam ABD’de satılacak elektrikli otomobil sayısının neredeyse 3 katı olacak. 2019 sonunda bütün dünyada satılacak elektrikli otomobil sayısı ise 1.4 milyonu bulacak. 2018 yılında dünyada 70 milyon adet otomobil satıldığı düşünülürse şu an için elektrikli otomobil satışlarının mevcut dizel yada benzin tüketen otomobil üreticileri için bir tehdit oluşturmadığını düşünebiliriz.
Ancak bu doğru bir çıkarım olmaz. Neden mi?
Gelin son bir kaç yıldır elektrikli otomobil sektöründe olup bitene daha detaylı göz atalım… Son dönemde bazı büyük otomobil üreticilerinin özellikle Avrupa’daki üretim bantlarını kapattıklarını biliyoruz.
Hatırlatmak için kısaca bir sayalım bu markaları..
Honda, İngiltere ve Türkiye’deki üretimini durduruyor. Ford, Avrupa’daki üretim hatlarının bir kısımını kapatacağını ve binlerce çalışanı işten çıkartacağını açıkladı. Jaguar, çoğunluğu İngiltere’den olmak üzere 4500 çalışanı çıkartıyor ve üretimi azaltıyor. Nissan, lüks markası olan Infinity’nin üretimini Avrupa’dan Japonya’ya kaydırıyor. Avrupa’da üretim yapan birçok firmanın aynı anda üretimi durdurma ya da başka yere kaydırmasını iki önemli sebebi var.
İlki; Avrupa otomobil pazarı son 3 yıldır neredeyse yerinde sayıyor . 28 üyeli AB pazarında son 3 senedir, yıllık 15.5 milyon otomobil satışı ortalama ile gidiyor. Pazar büyümüyor.
İkinci sebebi ise Çin! Geçen yıl 25 milyon otomobil satışı olan Çin, dünyanın bir numaralı pazarı. Ancak Avrupa’daki üreticilerin buradaki üretimlerini kısmalarının tek sebebi, Çin’in büyüyen otomobil pazarı değil.
Çin 2025 yılında ülkeden satılan her 5 otomobilden 1’nin elektrikli olmasını hedefliyor
2018 yılında Çin’de, otomobil sektörünü alt üst edecek çok önemli bir karar alındı. Bu karara göre , yabancı otomobil üreticilerine, Çin’de konvansyonel üretim ve satış faaliyetlerine devam etmek istiyorlarsa, elektrikli otomobil de üretmek ve satmak zorunluluğu geldi. Kararın ardında pazarın yüzde 60’ını oluşturan yabancı otomobil markaları, Çin pazarını kaybetmemek için elektrikli otomobil üretimine odaklanmaya başladılar. Hatta bu üretimi de, pazara yakın bir yere yani Çin’e taşıyorlar. Bir kaç örnek vermek gerekirse…
Amerikalı General Motors , Çin’i elektrikli otomobil üretimi için Ar-ge üssü olarak belirledi. Fransız- Japon ortaklığı olan Renault / Nissan ve Amerikalı Ford Motor elektrikli otomobil için Çin’de ortak üretim yapacağı üreticileri belirledi. Japon Honda ise, 2019’da Çin’de elektrikli oto üreteceğini açıkladı.
Çin, dünyanın en büyük otomobil pazarı olmanın avantajını kullanarak pazarın yüzde 60’ını oluşturan yabancı oyunculara diyor ki “ Burada para kazanmaya devam etmek istiyorsanız, elektrikli otomobillerinizi buraya getireceksiniz. Daha da iyisi, benim yerli üreticilerimle ortaklık yaparak burada üreteceksiniz”
Çin, 90’lı yıllarda ABD ve Avrupa’nın tekelinde büyüyen dizel ve benzinli otomobil üretimi furyasına katılamamıştı. Özellikle Almanların "üstün dizel motor teknolojisi" ve Amerikalıların "akıllı araba" hamlelerine karşılık vermekte zorlandı. Daha sonra önemli bir üretici konumuna gelse de, konvansyonel üretiminde, marka ya da teknoloji bazında korkulan bir rakip olamadı.
Ancak şu an otomobil üretiminde dengeler değişiyor. Çevreye duyarlı, hava kirliliği yaratmayan elektrikli otomobiller, yükselen değer durumunda. 2025 hedefleriyle bir anlamda dünyaya meydan okuyan Çin de bu fırsatı iyi kullanmak istiyor.
Bu arada unutulmasın ki, elektrik motorlu otomobillerde yaratılacak en büyük farklılıklardan biri de bataryada olacak. Bu bataryaların en büyük hammaddesi de kobalt ve lityum.  Çin, lityum açısından zaten zengin bir bölge. Kobalt ise Afrika’da mevcut ve Çin’in yıllardır bu bölgeye yaptığı yatırımlar sayesinde kobalt madenine tabiri caiz ise direk erişimi var.
Yıllık 1.1 milyon otomobil üretilen Türkiye bu işten nasıl etkilenir?
Üretimimizin yüzde 75’ini AB ülkelerine ihraç ediyoruz. Manuel ya da otomatik şanzımanlı, dizel ya da benzinli otomobiller Türkiye’de üretilebiliyor. Ancak elektrikli otomobil üreten yok.
6 adet otomobil üretici var Türkiye’de ve hiç birinin yakın zamanda elektrikli otomobil üretimi ile ilgili alınmış bir kararı yok.
Diğer yandan, Türkiye yerli otomobil üretiminde doğru bir hamle yaparak, elektrikli otomobil üretimini tercih etti. 2022 yılında lansmanı yapılması beklenen yerli elektrikli otomobil ile Türkiye de dünyayı kasıp kavuran bu savaşa girecek.
Geriden geliyor olduğumuz, elektrikli otomobili için teşviklerin yetersiz olduğu (Çin örneğinde olduğu gibi) ve başta batarya olmak üzere teknik ve hammadde eksikliklerimiz aşikar. Ancak seçtiğimiz yol doğru. Bu kavgadan kaçmamız mümkün değil.
Başta Bursa olmak üzere, Kocaeli ve Sakarya otomobil havzasının artık kafayı kumdan çıkartıp bu işe baş koyması lazım.

30 Ocak 2019


Citroen markasının distribütörlüğünü yürütmekte olan Baylas Otomotiv A.Ş.’nin Citroen operasyonları 4 Mart 2019 tarihi itibarıyla sona eriyor. Aynı tarihten itibaren Citroen markasının satış, pazarlama ve satış sonrası hizmetleri Groupe PSA Türkiye tarafından yürütülecek.

Konuya ilişkin Groupe PSA Türkiye Başkanı Olivier Cornuaille şu açıklamayı yaptı; “25 yıla yakın bir süredir Citroen markasını Türkiye’de layıkıyla temsil eden Baylas Otomotiv’e ve markaya tutkuyla bağlı olan tüm müşterilerine teşekkür ederiz”. Bugünkü duyurunun Groupe PSA’nın Türkiye’ye duyduğu güvenin bir göstergesi olduğunu vurgulayan Cornuaille; “Amacımız, Türkiye otomotiv pazarındaki ilk üç oyuncu arasındaki konumumuzu korumak ve daha yukarılara taşımaktır.” dedi. Citroën operasyonlarını mevcut Citroën bayileri ile devam ettirme niyetinde olduklarını belirten Cornuaille; amaçlarının, satış ve satış sonrası operasyonlarda hizmet kalitesi ve müşteri memnuniyeti konusunda birinci sıraya yerleşmek olduğunu söyledi. Mevcut Citroën operasyonlarının kesintisiz devam edeceğinin altını çizen Cornuaille; müşterilerin de satış ve satış sonrası hizmetlerinde hiçbir sıkıntı yaşamayacaklarını sözlerine ekledi.

15 Mayıs 2018

Agnelli Belgeseli

Dün akşam Digiturk'te İtalyanların L’ Avvocato (Avukat) lakabıyla tanıdığı Fiat’ın patronu Gianni Agnelli’nin hayatını konu alan müthiş bir belgesele rastladım. Otomobilseverin, FIAT meraklılarının, pazarlama insanları ve marka iletişimcilerinin ve en çok da yerli otomobil projesini yürütenlerin izlemesi gerektiğini düşündüğüm bir yapım.


Giuseppe Di Lampedusa’nın “Bir şeyin olduğu gibi kalmasını istersek, o şey değişmek zorundadır” sözlerini kendine yaşam felsefesi edinmiş olan Agnelli’nin vizyonu sayesinde 2.Dünya Savaşı’ndan sonra yok olan İtalya’nın kısa zamanda nasıl dünyanın en hızlı endüstrileşmiş ülkelerinden biri haline gelen geldiğine tanıklık diyorsunuz.


Çalışanlar için nakit maaş, emeklilik, çok iyi düzeyde sağlık hizmetleri, çocukları çin okullar, FIAT tatil kampları, kreşleri vb. imkanlar ile İtalya’yı nasıl dört tekerlek üzerine koyduğunu öğreniyorsunuz. İtalyanlar buna ‘miracolo economico’ ekonomik mucize diyorlar.


Amerikan siyasetinin önemli aktörlerinden olan Henry Kissinger onun için “Onun yanında bir şey düşünmek tehlikelidir. Onda olayların titreşimini anlamak gibi tuhaf becerisi vardır” diyor. Etkileyici değil mi?

1967 yılında General Motors, Ford ve Chrysler gibi üç büyük Amerikalı'dan sonra dünyanın 4. büyük otomotiv üreticisi konumunda olan FIAT’ın dengesizlik çağında Agnelli sayesinde nasıl dengeli yönetildiğini öğreniyorsunuz.

1973’deki Kippur krizin etkisiyle benzin fiyatları aşırı artınca 1975’te İtalya'da otomobil pazarı %40 geriliyor. FIAT yöneticileri Agnelli’ye en az 60.000 kişiyi işten çıkarmaları gerektiğini söylediğinde “Sorunlarımızı İtalya’da sorun çıkararak çözemeyiz” deyip Kaddafi’nin kontolündeki Libyan Arap Foreign şirketine Fiat’ın %10 hissesini o gün için müthiş bir rakam olan 400 milyon dolara satıyor.


Tüm bunların yanısıra 20. yüzyıla damgasına vuran pek çok ekonomik, siyasi ve sosyal olayın İtalya üzerindeki etkilerini görme imkanı buluyor, ülkemizde yaşananlarla aralarındaki şaşırtıcı benzerliklere tanıklık ediyorsunuz.

15 Mart 2018

La Casa De Papel'de Türk Oyuncu

La Casa De Papel.. Son dönemin parlayan yapımcı ve yayıncı kuruluşu Netflix’in geçtiğimiz yılın Mayıs-Kasım döneminde yayınladığı İspanya Kraliyet Darphanesi soygununu konu alan sürükleyici bir dizi.. Pek çoğumuz yakın zamanda izledik. İzlemeyenler bile paylaşımlar sayesinde dizi hakkında epey fikir sahibi oldu. Ben de üç beş gecede final yapanlardanım.

Aslına bakılırsa soygunun kurgusu, soyguncuların aralarındaki ahlaki ve vicdani sorgulamalar, hatta giydikleri tulumların rengi, finalde Berlin ve Moskova gibi karakterlerin ölmesiyle duvarın yıkılışı ve komünizmin son bulmasına yapılan atıf, profesör karakteriyle sembolleşen bilimsel bakış açısının aşk karşısındaki mağlubiyeti, sonlara doğru fonda Ciao Bella.. Başarılı senaryonun yanı sıra felsefi açıdan da bakılırsa adeta kapitalist düzene bir başkaldırı.. Maskelerin Salvador Dali’ye ait olması bile bence tesadüf değil. Yaşanan her olaya bir anlam yükleniyor, izleyiciye mesaj verilmeye çalışılıyor.

Otokar Sultan
Bu yapımda tüm bunlardan daha çok ilgimi çeken şey ise ilk bölümde öğrencileri Kraliyet Darphane Müzesi'ne getiren öğrenci servisiydi. Pek çok kişinin dikkatinden kaçmış olabileceğine eminim. İşte o otobüs, Sakarya’nın Arifiye ilçesinde Türk işçisi ve mühendisinin ürettiği, Türkiye’nin lider otobüsü Otokar Sultan! Netflix'in yayınladığı dünya çapında bir prodüksiyonda kısacık da olsa rol kapması, bence gurur verici

Nicelerini görmek dileğiyle..





20 Şubat 2018

Yerli otomobil için 3 farklı model geliyor

Türkiye'nin Otomobili Ortak Girişim Grubu'nca projede gelinen son durum ve alınan ilk kararlar kamuoyu ile paylaşıldı. Yapılan yazılı açıklamada, 2 Kasım 2017'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın himayesinde  imzalanan protokol kapsamında, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği koordinasyonunda Anadolu, BMC, Kıraça, Turkcell ve Zorlu ortaklığında yapılan çalışmaların son hızla sürdüğü bildirildi. İstanbul'da faaliyete geçen proje ofisinde, proje operasyonlarının günlük yönetimi ve takibinin yapıldığı belirtilerek, farklı ülkelerde başarılı işlere imza atmış çok geniş bir ekiple çalışıldığı ve devlet tarafından güçlü bir şekilde desteklenen projede dünya standartlarında bir sonuca ulaşma gayesi içinde olunduğu ifade edildi.

Bu kapsamda Türkiye'nin Otomobili Projesi'nde gelinen son durum ve alınan ilk kararlara ilişkin şu bilgiler verildi:

"Türkiye'nin Otomobili Projesi'nin uzun soluklu bir yatırım planlaması gerektirdiğinin farkındayız. Üç fazdan oluşan yaklaşık 15 yıllık bir yatırım hamlesine yönelik planlarımızı hazırlamaktayız. Orta vadede tek bir platform üzerinde üretilecek 3 farklı elektrikli araç modelinden oluşacak otomobil portföyü, Türk halkının ihtiyaçları ve beklentileri göz önünde bulundurularak detaylandırılmaktadır. Uluslararası markalarla rekabet edecek yerli marka araçların ilk modelini daha önce açıklandığı gibi 2019 yılında prototip, 2021 yılının sonunda seri üretime geçiş olarak planlamaktayız. Öncelikle Türk halkının beğenisine sunulacak olan Türkiye'nin otomobili en yüksek standartlarda üretilecek ve geliştirilecek olup, sanayimiz ve teknolojimiz açısından da bir kaldıraç vazifesi görecektir. İkinci etapta, elektrikli Türk araçlarını sadece ülkemizde değil aynı zamanda dünya pazarında talep gören uluslararası bir marka haline getirmeyi hedefliyoruz. Tüm bu planlama çalışmalarımızı yürütürken önümüzdeki aylarda kurmayı planladığımız şirketimizin kilit yöneticilerini belirlemek üzere de kapsamlı bir süreç yönetiyoruz."

(Kaynak :Anadolu Ajansı)




20 Aralık 2017

Otomotiv pazarı 2018'de kur baskısında

Dr. Berk Çağdaş
Renault Mais Genel Müdürü Berk Çağdaş bu yıl otomotiv pazarının 975.000 seviyesinde tamamlanacağını öngördüklerini, 2018 yılında ise pazarın 2017'nin ritmine benzer bir gelişim göstereceğini tahmin ettiklerini aktardı.

2017'nin Renault ve Dacia markaları açısından hareketli bir yıl olduğunu anlatan Çağdaş, şu değerlendirmede bulundu: "Renault markası, Kadjar'dan sonra yenilenen Captur ve Koleos ile SUV ailesini tamamladı. Renault Grubu olarak, hedeflerimiz doğrultusunda markalarımızın pazar paylarını artırmayı sürdürüyoruz. Renault, Ocak - Kasım 2017 itibarıyla 111.222 adet satış rakamı ve geçen yıl göre % 1.6 artış ile % 13.6 pazar payına sahip olduğu binek ve hafif ticari araç pazarının lideri konumunda. Marka, % 2 artış ile %15.6 pay aldığı binek otomobil pazarında da liderliğini sürdürüyor. Ayrıca Otomotiv Gazetecileri Derneği tarafından Türkiye'de Yılın Otomobili seçilen Megane Sedan ve Clio HB Türkiye'de en çok satılan model sıralamasında ikinci ve üçüncü sırada yer alıyor. Bu başarılı performansı sergileyen iki modelimizin de Türkiye'de Oyak Renault Fabrikaları'nda üretiliyor olması da bizim için ayrıca bir gurur kaynağı"


Ali Haydar Bozkurt
Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış AŞ Üst Yöneticisi Ali Haydar Bozkurt, 2017'nin ilk 11 aylık verilerine bakıldığında, geçen yıl ile aynı seviyede giden toplam pazarın, yıl sonunda 950.000 seviyesinde tamamlanmasını beklediğini dile getirdi.
Ali Haydar Bozkurt, gelecek yıl pazarın % 15 daralabileceğini dile getirerek, "2018’in ilk 6 ayı ilginç geçecek. Pazarda bazı belirsizliklerin olduğunu gözlemlemekteyiz. Yılın ikinci 6 ayını da şu anda kestirmek güç. Çünkü uzun bir süreç. Bu süreçte global konjonktür, pariteler, faizler, kurlar ne olacak? Bu seyre göre değişecektir. Kurlar bulundukları bu seviyeyi korursa gelecek yıl satışların bu yıla oranla % 15 düşük olacağını düşünüyorum. Toyota için ise 2018 yılında 50.000 adetlik satış yapmayı hedefliyoruz" diye konuştu.


İbrahim Anaç
Peugeot Türkiye Genel Müdürü İbrahim Anaç ise 2017'nin 11 ayında Türkiye'de yaklaşık 820.000 otomotiv satıldığını belirterek, 2016 yılının aynı dönemine göre % 2.6 daralan toplam pazarda Peugeot'nun % 12.7 artışla 34.239 araç satışıyla pazar payını % 4.2'ye yükselttiğini söyledi. Bu yıl birçok olumsuzluğa rağmen sektörün yine 2016'daki toplam pazar seviyesini yakalayacağını ifade eden Anaç, aralık ayında kur artışlarının etkisini kısmen ya da tamamen ortadan kaldıran kampanyalar hazırladıklarını dile getirdi.

İbrahim Anaç, "2018 yılı için Türkiye ekonomisine ve otomotiv pazarına güveniyoruz. Orta vadede de Peugeot Türkiye olarak pazar payımızı
artırmayı planlıyoruz" dedi.

10 Aralık 2017

Arabanızın motor yağını değiştirirken nelere dikkat etmelisiniz?


Motor Yağı Nasıl Değiştirilir?

Araçlarının bakımlarını kendileri yapan birçok otomobil meraklısı bulunmaktadır. Otomobil meraklılarının yaptığı araç bakımlarından biri de yağ değişimidir. Aracınızın yağını kendiniz değiştirerek aynı zamanda maliyetten de tasarruf edebilirsiniz.
Araç bakımı söz konusu olduğunda güvenlik her zaman önceliklidir. Bu nedenle, ilk defa yağ değiştiriyorsanız veya daha önce defalarca yağ değiştirmiş olsanız dahi motor yağı değiştirme işlemini güvenli ve verimli bir şekilde yapmanız için uymanız gereken bazı kurallar vardır.

• Yaklaşık 5 litre (tavsiye edilen spect) motor yağı
• Aracınızın marka ve modeline uygun yeni bir yağ filtresi
• Ayarlı pense ya da açık uçlu ayarlı pense ve bir yağ filtresi ayar pensesi. (Bazı motorlar, satıcınızdan temin edebileceğiniz özel şekilli bir alet gerektirebilir. )
• En az 6-8 litre kapasiteli büyük bir drenaj kabı ve bir huni
• Temiz bezler ya da üstübü, el yıkama solüsyonu ve/veya tek kullanımlık lateks eldivenler

Adım 1: Aracınızın motoru için yağ seçimini yapın
Aracınızla sık sık kısa geziler, trafikte dur kalk veya yoğun bir şekilde taşıma/çekme yapıyorsanız aracınızın motorunda ekstra zorlanma olmaktadır. Bu tip araç kullanımlarında daha sık yağ değişimi gereklidir. Madeni yağ kullanım kılavuzundan özel koşullar için kullanım önerilerini inceleyebilir, aracınıza uygun en iyi motor yağı seçimini yapabilirsiniz.

Adım 2: Aracınızı hazırlayın
Soğumuş yağ doğru bir şekilde boşaltılamayacaktır. Bu nedenle çalışmaya başlamadan önce, yağ sıcaklığını normal çalışma sıcaklığına getirmek için aracı biraz sürün. Sonra motoru durdurun, yağ doldurma kapağını açın ve oluşacak vakumu önleyin. Bu işlem, yağın alt taraftan daha serbest bir şekilde boşalmasını sağlar.

Aracın altına girmeden önce özel güvenlik tedbirleri için kullanım kılavuzunu kontrol ettiğinizden her zaman emin olun. Kriko kullanımı dengeyi sağlayamayacağından ve aracın devrilmesi ihtimaline yol açabileceğinden, aracı kaldırmak için kriko kullanmamalısınız. Portatif tekerlek rampaları idealdir ve daha güvenlidir. Bu rampalar, aracın altına kayabilmeniz için aracı yeterli bir şekilde yerden kaldırır. Tekerlek rampası üreticisinin özellikle güvenlik konuları ile ilgili talimatlarını dikkatli bir şekilde uyguladığınızdan emin olun.

Düz bir zeminde olduğunuzdan emin olduktan sonra aracı tekerlek rampasının üstüne sürün, böylece ön lastikler yükselecektir. El frenini çekin ve aracın kaymasını önlemek için arka lastiklere ahşap bloklarla destek yapın. Aracınız düz şanzımanlı ise birinci viteste bırakın, otomatik şanzımanlı ise “Park” konumuna getirin.

Adım 3: Eski motor yağını boşaltın
Yağ toplama kabını aracın alt tarafına koyun. Karterin ya da yağ haznesinin arka alt tarafına yerleştirin. Toplama kabını tahliye tapasının altına, biraz arkasına düşecek şekilde yerleştirin. Ayarlı penseyi kullanarak, tapa serbest dönene kadar saatin ters yönünde çevirin. Daha sonra elle çıkarın. Bu noktada yağa dikkat edin; hızlı bir şekilde ve sıcak olarak akabilir. Tapayı drenaj kabına düşürmemeye dikkat edin fakat düştüğü takdirde dikkatlice oradan alın. Çoğu tapa bir conta ile takılır; bu contayı kaybetmeyin.

Adım 4: Yağ filtresini çıkarın
Filtre pensesi kullanarak yağ filtresini saat yönünün tersine çevirip gevşetin. Ardından sıcak egzoz borusuna dokunmadan el ile filtreyi çıkarın. Yağ filtresi yağ ile dolu olabileceğinden ağır olabilir. Bu nedenle motordan uzak bir şekilde yavaşça aşağı indirin ve içindekileri toplama kabına boşaltın. Bazı yağ filtreleri yatay bir konumdadır ve gevşetildiklerinde kirli ve sıcak motor yağı sızdırabilir. Endişelenmeyin, bu normaldir. Yanınızda üstübü ya da bez bulundurarak bu sızıntıya hazır olun. Bezlerle, motorda yağ filtresinin yerleştirildiği yerin içini ve çevresini silin.

Adım 5: Yağ filtresini değiştirin
Bezinizi alın ve motorda yağ filtresinin yerleştirildiği yerin içini ve çevresini silin. Yeni yağ filtresini alın ve parmağınızla montaj yüzeyine (filtrenin yuvarlak kenarı) biraz yağ (yeni veya eski) sürün. Bu, dolgu macunu olarak görev yapacaktır. Yeni filtreyi dikkatlice saat yönünde çevirerek dişli yağ oluğuna vidalayın. Doğru bir şekilde yerleştirildiğinde filtre kolaylıkla vidalanacaktır. Çok fazla zorlamadan el ile filtreyi sıkıştırın. Tapayı ve contayı temizleyin ve tapayı yerleştirip sıkın. Tapayı el ile çevirebildiğiniz kadar çevirin ve sonra ayarlı pense ile sıkıştırın. Yine, fazla zorlamamaya dikkat edin.

Adım 6: Temiz motor yağını ekleyin
El frenini dikkatlice bırakın ve aracın rampa üzerinden yavaşça zemine kaymasını sağlayın. Bu aşamada motoru çalıştırmayın. Aksi takdirde önemli hasarlar oluşabilir. Motorun üstünde, genellikle yağ kabı sembolü ile işaretlenmiş yağ doldurma kapağını bulacaksınız. Kapağı çevirerek çıkarın ve gereken yağ miktarı ile motoru doldurun. Yağ çubuğu ile seviyeyi kontrol edin. Kapağı takın ve varsa dökülmüş yağları silin. Motor çalıştırıldığında yağ göstergesi sönmelidir. Motoru birkaç dakika çalıştırın, kapatın ve sonra ölçekli çubukla tekrar yağ seviyesini kontrol edin. Bu noktada genelde biraz daha yağ eklemeniz gerekebilir. Son olarak ve mutlaka sızıntılar için aracın altını, özellikle yağ filtresi ve karter tapa contası çevresini kontrol edin.

Adım 7: Eski yağı dikkatlice ortadan kaldırın
Yağ değiştirme işleminizdeki en son ve bir anlamda en önemli adım, motordan boşalttığınız eski yağın doğru bir şekilde ortadan kaldırılmasıdır. Eski motor yağı çevre için çok zararlıdır ve güvenli bir şekilde ortadan kaldırılmasının önemi çok büyüktür. Eski yağı kapanabilir bir kaba aktarın ve güvenli bir şekilde imha edilebilmesi için mevcut seçenekler konusunda bir servise danışın. Sizi başka bir seçeneğe yönlendirmesi için bir çevre kuruluşu veya PETDER- Petrol Sanayi Derneği’ne başvurabilirsiniz. Ayrıca konu ile ilgili olarak daha detaylı bilgi almak isterseniz, “Atık Yağların Kontrolü Yönetmeliği”ni buradan incelemenizi tavsiye ederiz.

Adım 8: Lütfen özenli ve dikkatli olun
Motor yağı değiştirme işlemi gerektiğinde uzmanlık gerektiren bir iştir. Sizlerin güvenliği bizler açısından daha önemli olup, Castrol tarafından bu içerik tavsiye amacıyla paylaşılmıştır. Bu yüzden motor yağı değişimi ile ilgili olarak tereddütleriniz var ise lütfen profesyonel bir servisten destek alınız.

Her motor yağı değişiminde, aracın yaptığı mesafeyi ve tarihi kaydedin. Bu yöntemle, bir sonraki yağ değişiminin ne zaman yapılması gerekeceğini kolaylıkla takip edebilirsiniz.

Güvenli sürüşler..




25 Ekim 2014

İnan Ekici "Operasyonel kiralama tasarruf sağlıyor" dedi

Avis&Budget Türkiye Genel Müdür Yardımcısı İnan Ekici, yaptığı açıklamada, Türkiye'de araç kiralama sektörünün her geçen gün büyümesine rağmen henüz Avrupa seviyesine ulaşamadığını söyledi. 
Araç kiralama pazarının gelecek dönemde büyümeye devam edeceğine işaret eden Ekici, "Türkiye'de henüz yeterince doygunluğa ulaşmadı ve tüketici alışkanlıkları değişmeye başlıyor. Araç kiralama fiyatlarının rekabetçi ortam sebebiyle uygun seviyelerde bulunuyor" diye konuştu. Ekici, sektörün Türkiye'de 40 yıl önce faaliyetlerine başladığını belirterek, "Araç kiralama sektörü bugün toplam 241.500 araç parkı ve 12.3 milyar liralık aktif büyüklüğe ulaştı" dedi.

Ekici, araç kiralama sisteminin büyümesinde şirketlere kalıcı çözümler sunmasının etkili olduğunu söyledi. Firmaların, kiralama yaparak birçok konuda avantaj sağladığını kaydeden Ekici, kiralama şirketlerinin uzmanlaşmış personelleriyle bu konuda önemli hizmetler sunduğunu dile getirdi.

Operasyonel kiralama işinde araç ve araç kullanımıyla ilgili ana risklerinin kiralama şirketine devredildiğine işaret eden Ekici, "Operasyonel kiralama ile araçların yönetimi profesyonellere devredilerek, zaman ve maliyetten tasarruf sağlanır. Bu kiralama çeşidinde diğer finansman yöntemlerinin aksine, araçla ilgili bakım, sigorta yönetimi, yol yardımı, yakıt yönetimi ve benzeri hizmetlere sahip olunur" dedi. Diğer taraftan Türkiye'de trafik cezalarının araç kiralayan kullanıcıya değil araç sahibine yansıtıldığını belirten Ekici, "Bu durum kiralama şirketleri için önemli bir sorun olarak ortaya çıkıyor. Avrupa'da cezalar araç kullanan kişiye gönderilir. Çünkü trafikte hata bireyseldir. Kiralamada karşılaştığımız ana sorunlardan biri budur" ifadesini kullandı.

01 Temmuz 2014

"Biz babayiğit olmak için uğraşıyoruz"

Karsan CEO'su Jan Nahum
Uzun yıllar Tofaş ve Fiat'ta üst düzey pozisyonlarda çalışan, Türkiye'de geliştirilen bir çok modele imzasını atan Jan Nahum, Türkiye'nin ilk yerli marka aracını ortaya çıkarma konusunda iddialı olduğunu açıkladı. Türkiye'nin son 50 yıl içinde otomotiv adına her şeyi yaptığını, bir tek kendi markasını yaratamadığını kaydeden Nahum, "Biz bir Ford T model, Volkswagen Kaplumbağa ya da Renault Kangoo yaratamadık. Üretim konusunda büyüklerin yanındayız ama yaratma konusunda 150 yıl gerideyiz. İşte biz şimdi onun kavgasını veriyoruz. Bunun da gereğini yerine getirmeliyiz" dedi.

Karsan Murahhas Azası ve tasarım şirketi Hexagon’un Yönetim Kurulu Başkanı olan Jan Nahum, hükümetin koyduğu 2023 hedefleri içinde otomotiv sektörünün 75 milyar dolar ihracat payının mevcut şartlarda gerçekleştirilmesinin imkansız olduğunu belirtti. Nahum, Türkiye'nin yerli ortaklarla ya da doğrudan kendisi yatırım yaparak araç üreten yabancı markalarla gelebileceği son noktaya geldiğini, bunun üstüne çıkabilmesi için atması gereken adımlara bugünden karar verilmesi gerektiğini savundu. Nahum, şunları söyledi: "Bugün bir fotoğraf çektiğimizde iyi bir yerde miyiz? Evet otomotiv sanayi bugün dört  dörtlük bir yerde. İtalya'yı yerinden etmişiz, İspanya arkasında nefesimizi hissediyor. Ama 2023 yılı hedeflerine baktığımızda ise 10 yıl sonra varmak istediğimiz nokta, bugünkü Almanya'nın bulunduğu noktadır. Yani 10 yıl sonra ortalama fiyatı 25.000 dolardan 3 milyon araç ya da muadili yedek parça ihraç edip, Audi'si, VW'si, BMW'si Mercedes'i, Porsche'si, güçlü yan sanayi ihracatıyla bugünün Almanya'sının seviyesine gelmemiz gerekiyor. Bunun içinde bulunan koşullarla mümkün olmadığını açıkça dile getiren Nahum, "Samimi ve ciddi olarak Türkiye kendi modellerini yapmaz ise bu hedefini gerçekleştiremez. Başbakan'ın bakışı çok doğru.." dedi.

"Biz babayiğit olmak için uğraşıyoruz" diyen Nahum, "Bizim hedefimiz 25 milyar dolardan 75 milyar dolarlık ihracat rakamına geçişteki anahtarlardan biri olmaktır. New York için geliştirdiğimiz V1 modeline sadece bir taksi projesi olarak bakmak doğru değil. V1 bir kavramdır. Londra'da, New York'ta taksi, Güney Amerika'da başka bir ihtiyaca cevap veren bir otomobil olabilir. Biz bu aracı hayata geçirmek için çalışmaya devam edeceğiz. Yılda 10 bin adetlik bir üretim için motor hariç 250 milyon dolarlık yatırım gerekiyor. Ancak bankalar bu yatırım yüksek riskli buldukları için finanse etmek istemiyorlar. Belki bir stratejik ortak bularak bu yolda ilerlemeyi sürdüreceğiz" diye konuştu.

Marka çıkmazsa cari açık 100 milyar dolar olur

JAN Nahum, Türkiye'nin otomobil üretmekten başka şansı olmadığını beliretrek, "Kişi başına milli gelirin 25 bin dolara gelmiş olduğu bir ülkede 1000 kişiye düşen araç sayısı da 500 adet olmalı. Bu rakam bizde 200. Yani 80 milyon nüfusa 25 milyon araç daha eklemek lazım. Mevcut 20 milyon aracı da eklerseniz bu rakam 45 milyon adete ulaşır. 4 yılda bir yenileceğini düşürsek, her yıl 4 milyon araç ihtiyacı demektir. Tüm bu araçları ithal etmemiz halinde ise Türkiye, 100 milyar dolar açık verir.


OSD, statükonun çıkarlarını koruyor

"Türkiye’nin geleceği söz konusu" diye konuşan Jan Nahum, "Ama Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) maalesef sadece bugünkü statükonun avantajlarını ve çıkarlarını koruyor. Haklılar da.. Ama Türkiye'yi 75 milyar dolarlık ihracata götürecek olan bu değil" dedi.