15 Mayıs 2018

Agnelli Belgeseli

Dün akşam Digiturk'te İtalyanların L’ Avvocato (Avukat) lakabıyla tanıdığı Fiat’ın patronu Gianni Agnelli’nin hayatını konu alan müthiş bir belgesele rastladım. Otomobilseverin, FIAT meraklılarının, pazarlama insanları ve marka iletişimcilerinin ve en çok da yerli otomobil projesini yürütenlerin izlemesi gerektiğini düşündüğüm bir yapım.


Giuseppe Di Lampedusa’nın “Bir şeyin olduğu gibi kalmasını istersek, o şey değişmek zorundadır” sözlerini kendine yaşam felsefesi edinmiş olan Agnelli’nin vizyonu sayesinde 2.Dünya Savaşı’ndan sonra yok olan İtalya’nın kısa zamanda nasıl dünyanın en hızlı endüstrileşmiş ülkelerinden biri haline gelen geldiğine tanıklık diyorsunuz.


Çalışanlar için nakit maaş, emeklilik, çok iyi düzeyde sağlık hizmetleri, çocukları çin okullar, FIAT tatil kampları, kreşleri vb. imkanlar ile İtalya’yı nasıl dört tekerlek üzerine koyduğunu öğreniyorsunuz. İtalyanlar buna ‘miracolo economico’ ekonomik mucize diyorlar.


Amerikan siyasetinin önemli aktörlerinden olan Henry Kissinger onun için “Onun yanında bir şey düşünmek tehlikelidir. Onda olayların titreşimini anlamak gibi tuhaf becerisi vardır” diyor. Etkileyici değil mi?

1967 yılında General Motors, Ford ve Chrysler gibi üç büyük Amerikalı'dan sonra dünyanın 4. büyük otomotiv üreticisi konumunda olan FIAT’ın dengesizlik çağında Agnelli sayesinde nasıl dengeli yönetildiğini öğreniyorsunuz.

1973’deki Kippur krizin etkisiyle benzin fiyatları aşırı artınca 1975’te İtalya'da otomobil pazarı %40 geriliyor. FIAT yöneticileri Agnelli’ye en az 60.000 kişiyi işten çıkarmaları gerektiğini söylediğinde “Sorunlarımızı İtalya’da sorun çıkararak çözemeyiz” deyip Kaddafi’nin kontolündeki Libyan Arap Foreign şirketine Fiat’ın %10 hissesini o gün için müthiş bir rakam olan 400 milyon dolara satıyor.


Tüm bunların yanısıra 20. yüzyıla damgasına vuran pek çok ekonomik, siyasi ve sosyal olayın İtalya üzerindeki etkilerini görme imkanı buluyor, ülkemizde yaşananlarla aralarındaki şaşırtıcı benzerliklere tanıklık ediyorsunuz.

15 Mart 2018

La Casa De Papel'de Türk Oyuncu

La Casa De Papel.. Son dönemin parlayan yapımcı ve yayıncı kuruluşu Netflix’in geçtiğimiz yılın Mayıs-Kasım döneminde yayınladığı İspanya Kraliyet Darphanesi soygununu konu alan sürükleyici bir dizi.. Pek çoğumuz yakın zamanda izledik. İzlemeyenler bile paylaşımlar sayesinde dizi hakkında epey fikir sahibi oldu. Ben de üç beş gecede final yapanlardanım.

Aslına bakılırsa soygunun kurgusu, soyguncuların aralarındaki ahlaki ve vicdani sorgulamalar, hatta giydikleri tulumların rengi, finalde Berlin ve Moskova gibi karakterlerin ölmesiyle duvarın yıkılışı ve komünizmin son bulmasına yapılan atıf, profesör karakteriyle sembolleşen bilimsel bakış açısının aşk karşısındaki mağlubiyeti, sonlara doğru fonda Ciao Bella.. Başarılı senaryonun yanı sıra felsefi açıdan da bakılırsa adeta kapitalist düzene bir başkaldırı.. Maskelerin Salvador Dali’ye ait olması bile bence tesadüf değil. Yaşanan her olaya bir anlam yükleniyor, izleyiciye mesaj verilmeye çalışılıyor.

Otokar Sultan
Bu yapımda tüm bunlardan daha çok ilgimi çeken şey ise ilk bölümde öğrencileri Kraliyet Darphane Müzesi'ne getiren öğrenci servisiydi. Pek çok kişinin dikkatinden kaçmış olabileceğine eminim. İşte o otobüs, Sakarya’nın Arifiye ilçesinde Türk işçisi ve mühendisinin ürettiği, Türkiye’nin lider otobüsü Otokar Sultan! Netflix'in yayınladığı dünya çapında bir prodüksiyonda kısacık da olsa rol kapması, bence gurur verici

Nicelerini görmek dileğiyle..





20 Şubat 2018

Yerli otomobil için 3 farklı model geliyor

Türkiye'nin Otomobili Ortak Girişim Grubu'nca projede gelinen son durum ve alınan ilk kararlar kamuoyu ile paylaşıldı. Yapılan yazılı açıklamada, 2 Kasım 2017'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın himayesinde  imzalanan protokol kapsamında, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği koordinasyonunda Anadolu, BMC, Kıraça, Turkcell ve Zorlu ortaklığında yapılan çalışmaların son hızla sürdüğü bildirildi. İstanbul'da faaliyete geçen proje ofisinde, proje operasyonlarının günlük yönetimi ve takibinin yapıldığı belirtilerek, farklı ülkelerde başarılı işlere imza atmış çok geniş bir ekiple çalışıldığı ve devlet tarafından güçlü bir şekilde desteklenen projede dünya standartlarında bir sonuca ulaşma gayesi içinde olunduğu ifade edildi.

Bu kapsamda Türkiye'nin Otomobili Projesi'nde gelinen son durum ve alınan ilk kararlara ilişkin şu bilgiler verildi:

"Türkiye'nin Otomobili Projesi'nin uzun soluklu bir yatırım planlaması gerektirdiğinin farkındayız. Üç fazdan oluşan yaklaşık 15 yıllık bir yatırım hamlesine yönelik planlarımızı hazırlamaktayız. Orta vadede tek bir platform üzerinde üretilecek 3 farklı elektrikli araç modelinden oluşacak otomobil portföyü, Türk halkının ihtiyaçları ve beklentileri göz önünde bulundurularak detaylandırılmaktadır. Uluslararası markalarla rekabet edecek yerli marka araçların ilk modelini daha önce açıklandığı gibi 2019 yılında prototip, 2021 yılının sonunda seri üretime geçiş olarak planlamaktayız. Öncelikle Türk halkının beğenisine sunulacak olan Türkiye'nin otomobili en yüksek standartlarda üretilecek ve geliştirilecek olup, sanayimiz ve teknolojimiz açısından da bir kaldıraç vazifesi görecektir. İkinci etapta, elektrikli Türk araçlarını sadece ülkemizde değil aynı zamanda dünya pazarında talep gören uluslararası bir marka haline getirmeyi hedefliyoruz. Tüm bu planlama çalışmalarımızı yürütürken önümüzdeki aylarda kurmayı planladığımız şirketimizin kilit yöneticilerini belirlemek üzere de kapsamlı bir süreç yönetiyoruz."

(Kaynak :Anadolu Ajansı)