Otomotive gönül veren dostlar,
BloombergHT yazarı Cüneyt Başaran bir ay kadar önce otomotiv sektöründe dengelerin değişimi üzerine çok çarpıcı bir yazı kaleme almıştı. Sizlerle paylaşmak istiyorum.
BloombergHT yazarı Cüneyt Başaran bir ay kadar önce otomotiv sektöründe dengelerin değişimi üzerine çok çarpıcı bir yazı kaleme almıştı. Sizlerle paylaşmak istiyorum.
5 yıl
önce dünyada satılan elektrikli otomobil adedi 200 binden azmış. O rakamın da
145 bini Çin’de satılmış. 2018 sonuna gelindiğinde 1 milyon adet elektrikli
otomobil satılmış . Bunun 400 bini Çin’de gerçekleşmiş.
2019 için yapılan tahminlere göre, Çin’de satılacak elektrikli
otomobil sayısı 800 bini geçecek. Bu rakam ABD’de satılacak elektrikli otomobil
sayısının neredeyse 3 katı olacak. 2019 sonunda bütün dünyada satılacak
elektrikli otomobil sayısı ise 1.4 milyonu bulacak. 2018 yılında dünyada 70 milyon adet otomobil satıldığı
düşünülürse şu an için elektrikli otomobil satışlarının mevcut dizel yada
benzin tüketen otomobil üreticileri için bir tehdit oluşturmadığını
düşünebiliriz.
Ancak bu
doğru bir çıkarım olmaz. Neden mi?
Gelin son bir kaç yıldır elektrikli otomobil sektöründe olup
bitene daha detaylı göz atalım… Son dönemde bazı büyük otomobil üreticilerinin özellikle
Avrupa’daki üretim bantlarını kapattıklarını biliyoruz.
Hatırlatmak için kısaca bir sayalım bu markaları..
Honda, İngiltere ve Türkiye’deki üretimini durduruyor. Ford,
Avrupa’daki üretim hatlarının bir kısımını kapatacağını ve binlerce çalışanı
işten çıkartacağını açıkladı. Jaguar, çoğunluğu İngiltere’den olmak üzere 4500
çalışanı çıkartıyor ve üretimi azaltıyor. Nissan, lüks markası olan
Infinity’nin üretimini Avrupa’dan Japonya’ya kaydırıyor. Avrupa’da üretim yapan birçok firmanın aynı anda üretimi
durdurma ya da başka yere kaydırmasını iki önemli sebebi var.
İlki; Avrupa otomobil pazarı son 3 yıldır neredeyse yerinde
sayıyor . 28 üyeli AB pazarında son 3 senedir, yıllık 15.5 milyon otomobil
satışı ortalama ile gidiyor. Pazar büyümüyor.
İkinci sebebi ise Çin! Geçen yıl 25 milyon otomobil satışı olan
Çin, dünyanın bir numaralı pazarı. Ancak Avrupa’daki üreticilerin buradaki
üretimlerini kısmalarının tek sebebi, Çin’in büyüyen otomobil pazarı değil.
Çin 2025
yılında ülkeden satılan her 5 otomobilden 1’nin elektrikli olmasını hedefliyor
2018 yılında Çin’de, otomobil sektörünü alt üst edecek çok önemli
bir karar alındı. Bu karara göre , yabancı otomobil üreticilerine, Çin’de
konvansyonel üretim ve satış faaliyetlerine devam etmek istiyorlarsa,
elektrikli otomobil de üretmek ve satmak zorunluluğu geldi. Kararın ardında
pazarın yüzde 60’ını oluşturan yabancı otomobil markaları, Çin pazarını
kaybetmemek için elektrikli otomobil üretimine odaklanmaya başladılar. Hatta bu
üretimi de, pazara yakın bir yere yani Çin’e taşıyorlar. Bir kaç örnek vermek gerekirse…
Amerikalı General Motors ,
Çin’i elektrikli otomobil üretimi için Ar-ge üssü olarak belirledi. Fransız-
Japon ortaklığı olan Renault / Nissan ve
Amerikalı Ford Motor elektrikli
otomobil için Çin’de ortak üretim yapacağı üreticileri belirledi. Japon Honda ise, 2019’da Çin’de elektrikli oto
üreteceğini açıkladı.
Çin, dünyanın en büyük otomobil pazarı olmanın avantajını
kullanarak pazarın yüzde 60’ını oluşturan yabancı oyunculara diyor ki “ Burada
para kazanmaya devam etmek istiyorsanız, elektrikli otomobillerinizi buraya
getireceksiniz. Daha da iyisi, benim yerli üreticilerimle ortaklık yaparak
burada üreteceksiniz”
Çin, 90’lı yıllarda ABD ve Avrupa’nın tekelinde büyüyen dizel ve
benzinli otomobil üretimi furyasına katılamamıştı. Özellikle Almanların "üstün
dizel motor teknolojisi" ve Amerikalıların "akıllı araba" hamlelerine karşılık
vermekte zorlandı. Daha sonra önemli bir üretici konumuna gelse de,
konvansyonel üretiminde, marka ya da teknoloji bazında korkulan bir rakip
olamadı.
Ancak şu an otomobil üretiminde dengeler değişiyor. Çevreye
duyarlı, hava kirliliği yaratmayan elektrikli otomobiller, yükselen değer
durumunda. 2025 hedefleriyle bir anlamda dünyaya meydan okuyan Çin de bu
fırsatı iyi kullanmak istiyor.
Bu arada unutulmasın ki, elektrik motorlu otomobillerde
yaratılacak en büyük farklılıklardan biri de bataryada olacak.
Bu bataryaların en büyük hammaddesi de kobalt ve lityum. Çin, lityum
açısından zaten zengin bir bölge. Kobalt ise Afrika’da mevcut ve Çin’in
yıllardır bu bölgeye yaptığı yatırımlar sayesinde kobalt madenine tabiri caiz
ise direk erişimi var.
Yıllık
1.1 milyon otomobil üretilen Türkiye bu işten nasıl etkilenir?
Üretimimizin yüzde 75’ini AB ülkelerine ihraç ediyoruz. Manuel
ya da otomatik şanzımanlı, dizel ya da benzinli otomobiller Türkiye’de
üretilebiliyor. Ancak elektrikli otomobil üreten yok.
6 adet otomobil üretici var Türkiye’de ve hiç birinin yakın
zamanda elektrikli otomobil üretimi ile ilgili alınmış bir kararı yok.
Diğer yandan, Türkiye yerli otomobil üretiminde doğru bir hamle
yaparak, elektrikli otomobil üretimini tercih etti. 2022 yılında lansmanı
yapılması beklenen yerli elektrikli otomobil ile Türkiye de dünyayı kasıp
kavuran bu savaşa girecek.
Geriden geliyor olduğumuz, elektrikli otomobili için
teşviklerin yetersiz olduğu (Çin örneğinde olduğu gibi) ve başta batarya olmak
üzere teknik ve hammadde eksikliklerimiz aşikar. Ancak seçtiğimiz yol doğru. Bu
kavgadan kaçmamız mümkün değil.
Başta Bursa olmak üzere, Kocaeli ve Sakarya otomobil havzasının
artık kafayı kumdan çıkartıp bu işe baş koyması lazım.