11 Nisan 2019

Otomotiv sektöründe dengeleri değiştiren karar

Otomotive gönül veren dostlar,

BloombergHT yazarı Cüneyt Başaran bir ay kadar önce  otomotiv sektöründe dengelerin değişimi üzerine çok çarpıcı bir yazı kaleme almıştı. Sizlerle paylaşmak istiyorum. 
5 yıl önce dünyada satılan elektrikli otomobil adedi 200 binden azmış. O rakamın da 145 bini Çin’de satılmış. 2018 sonuna gelindiğinde 1 milyon adet elektrikli otomobil satılmış . Bunun 400 bini Çin’de gerçekleşmiş.
2019 için yapılan tahminlere göre, Çin’de satılacak elektrikli otomobil sayısı 800 bini geçecek. Bu rakam ABD’de satılacak elektrikli otomobil sayısının neredeyse 3 katı olacak. 2019 sonunda bütün dünyada satılacak elektrikli otomobil sayısı ise 1.4 milyonu bulacak. 2018 yılında dünyada 70 milyon adet otomobil satıldığı düşünülürse şu an için elektrikli otomobil satışlarının mevcut dizel yada benzin tüketen otomobil üreticileri için bir tehdit oluşturmadığını düşünebiliriz.
Ancak bu doğru bir çıkarım olmaz. Neden mi?
Gelin son bir kaç yıldır elektrikli otomobil sektöründe olup bitene daha detaylı göz atalım… Son dönemde bazı büyük otomobil üreticilerinin özellikle Avrupa’daki üretim bantlarını kapattıklarını biliyoruz.
Hatırlatmak için kısaca bir sayalım bu markaları..
Honda, İngiltere ve Türkiye’deki üretimini durduruyor. Ford, Avrupa’daki üretim hatlarının bir kısımını kapatacağını ve binlerce çalışanı işten çıkartacağını açıkladı. Jaguar, çoğunluğu İngiltere’den olmak üzere 4500 çalışanı çıkartıyor ve üretimi azaltıyor. Nissan, lüks markası olan Infinity’nin üretimini Avrupa’dan Japonya’ya kaydırıyor. Avrupa’da üretim yapan birçok firmanın aynı anda üretimi durdurma ya da başka yere kaydırmasını iki önemli sebebi var.
İlki; Avrupa otomobil pazarı son 3 yıldır neredeyse yerinde sayıyor . 28 üyeli AB pazarında son 3 senedir, yıllık 15.5 milyon otomobil satışı ortalama ile gidiyor. Pazar büyümüyor.
İkinci sebebi ise Çin! Geçen yıl 25 milyon otomobil satışı olan Çin, dünyanın bir numaralı pazarı. Ancak Avrupa’daki üreticilerin buradaki üretimlerini kısmalarının tek sebebi, Çin’in büyüyen otomobil pazarı değil.
Çin 2025 yılında ülkeden satılan her 5 otomobilden 1’nin elektrikli olmasını hedefliyor
2018 yılında Çin’de, otomobil sektörünü alt üst edecek çok önemli bir karar alındı. Bu karara göre , yabancı otomobil üreticilerine, Çin’de konvansyonel üretim ve satış faaliyetlerine devam etmek istiyorlarsa, elektrikli otomobil de üretmek ve satmak zorunluluğu geldi. Kararın ardında pazarın yüzde 60’ını oluşturan yabancı otomobil markaları, Çin pazarını kaybetmemek için elektrikli otomobil üretimine odaklanmaya başladılar. Hatta bu üretimi de, pazara yakın bir yere yani Çin’e taşıyorlar. Bir kaç örnek vermek gerekirse…
Amerikalı General Motors , Çin’i elektrikli otomobil üretimi için Ar-ge üssü olarak belirledi. Fransız- Japon ortaklığı olan Renault / Nissan ve Amerikalı Ford Motor elektrikli otomobil için Çin’de ortak üretim yapacağı üreticileri belirledi. Japon Honda ise, 2019’da Çin’de elektrikli oto üreteceğini açıkladı.
Çin, dünyanın en büyük otomobil pazarı olmanın avantajını kullanarak pazarın yüzde 60’ını oluşturan yabancı oyunculara diyor ki “ Burada para kazanmaya devam etmek istiyorsanız, elektrikli otomobillerinizi buraya getireceksiniz. Daha da iyisi, benim yerli üreticilerimle ortaklık yaparak burada üreteceksiniz”
Çin, 90’lı yıllarda ABD ve Avrupa’nın tekelinde büyüyen dizel ve benzinli otomobil üretimi furyasına katılamamıştı. Özellikle Almanların "üstün dizel motor teknolojisi" ve Amerikalıların "akıllı araba" hamlelerine karşılık vermekte zorlandı. Daha sonra önemli bir üretici konumuna gelse de, konvansyonel üretiminde, marka ya da teknoloji bazında korkulan bir rakip olamadı.
Ancak şu an otomobil üretiminde dengeler değişiyor. Çevreye duyarlı, hava kirliliği yaratmayan elektrikli otomobiller, yükselen değer durumunda. 2025 hedefleriyle bir anlamda dünyaya meydan okuyan Çin de bu fırsatı iyi kullanmak istiyor.
Bu arada unutulmasın ki, elektrik motorlu otomobillerde yaratılacak en büyük farklılıklardan biri de bataryada olacak. Bu bataryaların en büyük hammaddesi de kobalt ve lityum.  Çin, lityum açısından zaten zengin bir bölge. Kobalt ise Afrika’da mevcut ve Çin’in yıllardır bu bölgeye yaptığı yatırımlar sayesinde kobalt madenine tabiri caiz ise direk erişimi var.
Yıllık 1.1 milyon otomobil üretilen Türkiye bu işten nasıl etkilenir?
Üretimimizin yüzde 75’ini AB ülkelerine ihraç ediyoruz. Manuel ya da otomatik şanzımanlı, dizel ya da benzinli otomobiller Türkiye’de üretilebiliyor. Ancak elektrikli otomobil üreten yok.
6 adet otomobil üretici var Türkiye’de ve hiç birinin yakın zamanda elektrikli otomobil üretimi ile ilgili alınmış bir kararı yok.
Diğer yandan, Türkiye yerli otomobil üretiminde doğru bir hamle yaparak, elektrikli otomobil üretimini tercih etti. 2022 yılında lansmanı yapılması beklenen yerli elektrikli otomobil ile Türkiye de dünyayı kasıp kavuran bu savaşa girecek.
Geriden geliyor olduğumuz, elektrikli otomobili için teşviklerin yetersiz olduğu (Çin örneğinde olduğu gibi) ve başta batarya olmak üzere teknik ve hammadde eksikliklerimiz aşikar. Ancak seçtiğimiz yol doğru. Bu kavgadan kaçmamız mümkün değil.
Başta Bursa olmak üzere, Kocaeli ve Sakarya otomobil havzasının artık kafayı kumdan çıkartıp bu işe baş koyması lazım.